Kategoriler
Anı Şehir

Sıcaksular

Sıcaksular, biz erkek çocukları için “Teksas-Tommiks” demekti 60’lı yıllarda. İtalyanlar tarafından çizildiğini sonradan öğrendiğimiz çizgi romanlara o zamanlar böyle derdik. Kağıt mendile “selpak” denir ya, onun gibi. Ucuz kağıda basılmış, kapakları renkli-resimli, içi siyah-beyaz çizgi romanlardı bunlar. Görünüşte böyleydi ama, bu ucuz romanları elimize aldığımızda hayal dünyamız ardı ardına patlayan rengârenk havai fişeklerin etkisinde kalmış gibi olurdu. O siyah-beyaz kareleri hayal gücümüzle renklendirirdik.

Her gün aşırı dozda televizyona, video oyunlarına, çeşit çeşit görsel ve işitsel medya ürünlerine maruz kalan günümüz insanına basit bir çizgi romanın etkisine yönelik havai fişekli lâflar abartılı gelebilir. Gelmesin 😀. Tek görsel medyanın sinema olduğu, ona erişimin de herkes için pek kolay olmadığı çocukluk çağlarımızda, Teksas-Tommiksler hayal dünyamızda önemli bir yere sahipti. “En büyük arzumuz bir oda dolusu Teksas-Tommiks’e sahip olmaktı çocukken” diyeyim de gerisini anlayın.

Ucuz dediğim bu kitaplar, o zamanlar çocuklara pahalı gelirdi. Üzerinde yazılı fiyatı ödeyip kitapçıdan bunları satın alma adetimiz pek yoktu. Sıcaksulardan alırdık Teksas-Tommiksleri. Eskişehir’in bütün çocukları o büyük çizgi-roman pazarında buluşurdu. Alıcısı da satıcısı da çocuklardı bu pazarın. Herkes elindeki çizgi romanları buraya getirirdi. Çok kitabı olan sergi de açardı bir köşede. Defalarca okunmuş kitaplar yerlere serilirdi bir düzen içerisinde. Rüzgârda uçmasın diye üzerlerine küçük taşlar konurdu. Ticaret birincil amaç değildi. Önceliğimiz okuyamadığımız kitapları edinmekti. Bu yüzden değiş-tokuş yaygın bir yöntemdi. Becerisi olanlar için para kazanmaya da bir engel yoktu tabii. Sinema parası bulamadığımız durumlarda kitaplarımızdan vazgeçerek elimize geçen parayla sinemaya gittiğimiz de olurdu.

Sıcaksularda kurulan bu pazarın merkezi, tuvaletlerle Akar Deresi arasındaki küçük alandı. Bu işin esnaflığını yapan yetişkin insanlar da olurdu pazarda. Benim aklımda herkesin “Dede” diye hitap ettiği bir ihtiyar kalmış. Uzun kırçıl sakalları olan asık suratlı, karanlık yüzlü bir adamdı bu ihtiyar. Tahtadan yapılmış, bugünkü ekmek büfelerine benzeyen, içi tıka-basa eski kitap dolu köhne bir kulübede otururdu sürekli. Onu kulübesi dışında gördüğümü hiç hatırlamıyorum.  Çocukları kandırdığını düşünürdük; ellerindeki kitapları yok pahasına alırdı çünkü. Hakkında başka kötü şeyler de anlatılırdı çocuklar arasında. Çocukların, kitaplarını alırken düşük, satarken yüksek fiyat süren bu aksi adamdan bir çeşit intikam almalarıydı söylentiler belki de.

Kendine göre bir fiyat belirleme mekanizması vardı Sıcaksuların. Kitabın durumuna göre fiyatı değişirdi. Kapağı yırtılmış, kopmuş kitaplar da alınır satılırdı. En ucuza gidenler bunlardı haliyle. Ama fiyatı esas belirleyen kitabın çocuklar arasındaki popülerlik düzeyiydi. Örneğin, çizgi romanlara genel olarak ismini vermiş  Teksas ve Tommiksler her zaman iyi para ederdi. Buna karşılık Teks’lerin fazla para etmediği aklımda kalmış. Teks, küçük çocukların “sıkıcı” bulduğu kitaplar arasında yer alırdı. Sonradan yayınlanmaya başlayan kapağı parlak kuşe kağıda basılı Zagorlar ve Kaptan Swingler de değer verilen kitaplar arasındaydı.  Kinova, Ten Ten, Tarzan, Tarzan’ın farklı bir versiyonu olan Zembla, bir çeşit fantastik kahramanlar seçkisi diyebileceğimiz 1001 Roman, yerli ürünlerden Karaoğlan ve Tarkan rağbet gören yayınlardı.

afisler
Sinema afişlerinin topluca asıldığı köprü. Sonradan afişler aşağıya, Çukur Çarşıya indi. Arka planda lûzumsuz Çıkıllı İş Hanı inşaatı devam ediyor.

Kitap pazarı Sıcaksular merkezinden Değirmen Sokağına, oradan da Çukurçarşıya kadar uzanırdı. Çukurçarşı’da üzerinde sinema afişlerinin topluca bulunduğu bir köprü vardı. Artık yerinde olmayan bu köprü Çukurçarşı’yı şimdi Demirkazık Hamamının bulunduğu eski bir iş hanına bağlardı. Sıcaksularla Çukurçarşı arasında kestirme bir geçiş yeriydi o zamanlar “pasaj” dediğimiz bu iş hanı. Buralar da çizgi-roman alış verişinin canlı olduğu yerlerdi.

Aileler bu Teksas-Tommiks işine pek hoşgörüyle bakmazlardı. Sanırım içeriğini bilemedikleri bu yabancı yayınlardan çocuklarını koruma refleksiyle tepki gösteriyorlardı. Ya da çocuklarını derslerinden uzaklaştıran lüzumsuz şeyler olarak görüyorlardı bunları. O yüzden bu tür kitapların gizli-saklı okunması gibi bir adet de vardı o zamanın çocukları arasında.

Sıcaksular şehrin kollektif hafızasında önemli bir yeri olan mekanlardandır. O nedenle üzerinde durmaya devam edeceğiz. Çünkü, Sıcaksuları büyük bir tehlikenin beklediğini düşünüyorum. Öyleyse bir sonraki yazımızın başlığını şimdiden atabiliriz. Hem de büyük harflerle: SICAKSULARI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE!

Geliştirici: Recai Dönmez

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümünde öğretim üyesiyim. Eskişehir'de yaşıyorum. Burada başta "Eskişehir" olmak üzere, genel olarak şehir, sanat, kültür, üniversite, gezi izlenimleri ve "ne olacak bu memleketin hali?" konularında yazılarıma rastlayabilirsiniz.

4 replies on “Sıcaksular”

Değerli hocam elinize, gönlünüze sağlık… kaleminize kuvvet… inanın o günlere döndüm birden… kazıkçı, asık suratlı dede hemen gözlerimin önüne geliverdi… maalesef tarifinizin aynısı… aslında bir insanın böyle akıllarda kalması ne kadar acı bir şey… hele ki çocukların… onların değer yargısı gerçekten çok önemlidir ve asla unutmazlar… Hocam esas çizgi roman pazarı sayılan sıcaksuların haricinde bir de hatırlarsınız Sakarya caddesinden (o zamanki adıyla) Devrim Ortaokuluna giden arada gene bu çizgi romanların olduğu Kitapbank adıyla Muhittin amca diye bir şahısın işlettiği bir dükkan vardı. (şu anda tahminen Can Yufkacının olduğu yerdi) Çok uygun fiyata kirayla ödünç kitap verirdi. Kitap dolabının üzerinde kartona büyük yazılarla yazılmış bir ibare bulunurdu “Al götür, oku getir” diye… Ben Devrim’de okurken her pazartesi 11.00 matinesinde Sizin Sinemaya kovboy filmi (filmler pazartesileri değişirdi) seyretmeye giderdim. Zeki Atkoşar hocama yıllar önce bu Sizin sinemasındaki kovboy filmlerinden ilk bahsettiğimde bana müthiş esprili süper bir yorum yapmıştı “Ben de o filmleri hiç kaçırmazdım, Sizin sinemanın içi hep barut kokardı” Selamlar, saygılar…

Liked by 1 kişi

Sevgili Hocam, Sıcaksular mevkii o zamanların yaşam merkezi gibiydi. Özellikle umumi tuvaletlerin ve Çarşı Camii’nin olması sebebiyle hemen herkesin uğradığı bir yerdi. “Kitapçı Dede” ler de iki tane idi. İkisi de aksi ihtiyarlardı. Lale Sinemasının önünde ki seyyar muhallebici de oranın bir parçası gibiydi. Barakaların hemen karşısındaki çay ocağı da nargilecilerin uğrağı idi. (Yalıekber Çay ocağı). Kenarından akan dereciğin şırıltısı kenarda oturanlara şehir hatları vapuru havası verirdi. Daha doğrusu herkese olmasa bile ben bunu hissederdim.
Sıcaksular’ın geleceği konusundaki endişelerinize katılmamak, oraların havasını solumuş birisi olarak, mümkün değil. bu arada Eski Belediyenin karşısındaki bina da alelacele ortadan kayboldu. (“Gecekondu” tabiri burada “Gecekayboldu” ya dönüştü).
Üst katındaki Salkım Kıraathanesi tabelası gözümün önünde duruyor. Galiba bütün bunlar bizler gibi yarım asır öncesini ala hatırlayabilenlerin zihninde bir resim olarak kaldı. Şehir hafızası da insanları gibi birer birer kayboluyor. Ama yavaş, ama bir günde…Selam ve saygılarımla….

Liked by 1 kişi

Ah Hocam, sözünü ettiğiniz çizgi romanların yasak sayıldığı, okuyanların neredeyse ayıplandığı, okulda kulaklarının çekildiği dönemleri de hepimiz az çok yaşadık. Buna inat bazı arkadaşlarımız ders kitaplarının içinde gizliden gizliye okumaya devam etmedi değil. Halbuki onlar bizim hayal dünyamızın zenginleşmesine, hayata ve insana dair aşk gibi sevda gibi nice değerlerin yerleşmesine katkıda bulundular. Kimi aidiyet, kimi adalet duygusunu, kimi de yardımseverliği, yurtseverliği öğretti. İşte bugün sözünü ettiğim duyguların somut bir uzantısı olarak ille de Hamamyolu, ille de Sıcaksular demiyor muyuz? Kaleminize sağlık.

Liked by 1 kişi

Geçmişe özlem sanıyorum yaşlanmanın belirtisi. Geçenlerde elektronik ortamdan o yıllara ait bir Texsas indirdim ancak eski tadı bulamadım. Yaşanmışlar zamanında ve yaşında güzel olsa gerek. Sevgiler.
RAMAZAN GEYLAN

Liked by 1 kişi

Yorum bırakın